38. Gün
16 Kasım 2011
Caddeden geçen tek arabaymışsın
balkonda bekleyen son adam
-mışım
camlarda sönmemiş bazı canlar
tırnaklarım
uzun ve sorumsuzca
parçalanmakta
yüzüm
Eskişehir' de haşir, prova...
Sızan, şilep değil
bir uçak
kulak tırmalayan motorlarıyla
önüm klimalar.
çünkü ayaz
durmak demektir.
Hışırdan
yoksa
köşeli bir dünyayı kim duyabilir ki...
Balkon kapısını kavi bir hareketle çekerken tül perdeleri yararak otel odasına geri girdi. ( Bilhassa ucuz motellerde ve devletin konaklama hizmeti sunduğu tesislerinde her şey öyle "bir işe yaramak" maksadıyla seçilmiştir ki kendinizi odanın içinde bir fazlalık olarak hissedebilirsiniz. Lüzumsuz tek bir eşya dahi yoktur. -İçe dönüş için iyi bir sebep ve özlenen ütopya, bir nevi olmak istediğimiz şey- Bunun yanında her biri muhakkak belli vazife gören eşya güzellikten ve bütüncüllükten o kadar uzaktır ki yüzleştiğiniz andan itibaren yabancılaşma süreci başlar ve pek hızlı ilerler. -Bir araya gelmesi imkansız olan çirkin muntazamlıklar silsilesi. Evinin ikamesi ve her türlü konforu sağlaman amacıyla sunulan gerçekten uzak, insanı iteleyen bir dekor. Yatağın ve komodinin oyuncak olduğunu düşünmek- )Yüzünden ışığın çekildiğini düşünüyordu. Kapıyı arkasından kapattı ve kilitledi. Sahne kararırken ilk defa bir filmde gece vakti ısı değişiminden kaynaklanan oda ve eşya gürültüleri kullanıldı. Balkon kapısı çift camdı.
FADE OUT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder