2. Gün
27 Eylül 2011
"hala merak ederim
yol kenarındaki çöpler
bir köşeden bir köşeye
nasıl sürüklenirler."
kaldırımların emin tıkırtısı yok
yok! sert cisimlerin varlık duygusu
kuma tutunmak gibi acıklı bir sofra;
rızkını fırtınadan
günü uzaktan
kendini Tanrı' dan bileceksin
aklını da hayretten.
çünkü çöl dingin ve tek
bir nefeste geçilmek ister.
vahaya aldıranlar vahada
ize bakanlar izlerde kaldı.
bu tadı ilk defa dokunurcasına
usta bir âmâ gibi adımlayacaksın
girdiğin çölü yek seferde.
kulağına şehirden anılar düşecek.
"çelik jantlar ve caka satan
eyeliner çeken sarışın kızlar
ve anestezik saç boyaları
yok! tırnağına çömen pasta ciladan
sigaradan solan klavyeler yok.
evet yok! akıl çizen kesik ışıklar
fotokopiden gözlerine koşan
cebinde titreyen boş işlerin yok!"
dipdiri sana ağladığım halde
yıllanmış ölü kadar ihtiyacımız var
dirilmek için mucizelere
madem ki çölde de peygamber var
geçeceğin güne su biriktiriyorum.
Bir şiir başlıyorum gibi en sonundan
"seni seviyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder