3. Gün
28 Eylül 2011
vaktiyle çam iğnelerini yorganıma biriktirmiştim
böylelikle sen yokken üşümemenin
orman kokulu bir yolu vardı
engebeli yatağımın üstünde
kibar salyangozları kulağıma bırakıp
özenle masal okurdum kabuklarından
yonca çiğneyen periden
öksürük şuruplu geceden
kilimdeki desen
ve küçük sepetlerden ayrılmadan önce...
ecinni gibi aniydi şehir.
Akbaba Sokağı' nda cesetler dolanır
beyaz-noir bir film bahçesidir yerler
gölgeler fısıldamaz, olabildiğine bağırır
jilet, falçata, tornavida ve bıçak
ve bilek
polifonik çalar ödemeli arabesk
-varsa bir' e, yoksa yok' a basınız
siyahın bir tonudur eski filmlerde güller
so; the millennium is just an illusion.
vaktiyle bir günü havadayken tutup
annemin kavanozuna hapis etmiştim
böylelikle ölmenin bir yolu vardı
tel kapağı son duama iyi denkleştirip
her köşesi ormandan bakışlar kokan.
çamlar bu şehre kalın gelmeden önce...
Akbaba Sokağı' nda cesetler dolanır
ne cafcaflı ironidir köşede "çöp konteyneri"
gölgeler ağlamaz, ölebildiğine ölür
leş gibi bahtsızlıktır her cismin yeri
her siteye en az üç güvenlik düşer
siyahın bir tonudur eski filmlerde güller.
Olmamış bu şiir aslında güzel ama şiirde bir zaman sorunu var hem Yüzüklerin Efendisi cümleleri var içinde hem de sitenin güvenliklerinden dem vuruyor.Olmaz mı olur ama olmamış işte..Kelimelerden biraz kurtul yoksa 5.şiirden sonra tıkanacaksın
YanıtlaSil